Aykın Ola

Rahat, huzurlu günler için esenlik ve barış dolu ruh hâlleri dileklerimle

TVT

Tarihten Alınan Kökler

19 Ekim 2009 Pazartesi

Bukağıdaki Ruh

Uğrunda nice oğurlar geçmiş... artık bilgisayar betlerinde vücud bulan yazılar gene de bir betiğin sayfalarının yerini dolduramazlar.Düşündüklerimizi hiçbir konu olmadan yazmak aslında duygularımızı yalnıklara ne denli açığa vurduğumuzla ilgilidir.Bu yersuda ıssız yer kaldı mı ki biz kendimizi yazılarımızda saklamayı sürdürüyoruz.Kığıların coşkusuyla ırlayan eğinler, hep aynı yırı söyler, hep aynı tatları bırakır ve aynı dokunuşları verir.Yaşamın getirdikleri ile varız biz.Bir başlangıç yaptık ise yaptık.Bu yerkürenin yönü saptığında açılan boyut kapısının önünde ne kadar ileri gidebiliceğiz bir düşünün ki ağıtlarımız bunu yakar oldu artık.Bu hızla tüketilen dünyanın ve tüketim canavarlığı tinimizin bedenlerimizden akmadığı bir evren olacaktır...

4 Ekim 2009 Pazar

Kaçış

Özgürce yazmak kendini bilmeden, duygularını dökerken anlatmak içinde yaşadığın gerçeği bütün oğurlar boyu, kişioğlunun duyumsadığı say nen, anlatmak için sana yol gösterir.Nerde olduğun önemli değil, yoldasın ve gidiyorsundur yüreğinin gösterdiği yere doğru. Ve bilmeden okuduğun şeyler sana istediğin yönü gösterir mi? Dinlemek gerekmez mi gönlünün sesini, istemez misin bukağından kurtulup özgürlüğün tadını çıkarmak.Özgür duyguların, özgür dîrin seni sürükler kırlarların, bayırların, dağların ovaların, koyakların kıyınında bir yer edinmeye, bir yer edinmeye çağırmaz mı? Aynı yırları ırlayıp durmaktan sıkılmaz mısın hiç? Dingin sessizliğin içinden fışkıran kıvılcımlarla göstermek istemez misin kendini.Uçmak için bir adım daha göklere...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Manowar'dan bir alıntı

"There They Wait In Fear
With Swords In Feeble Hands
With Dreams To Be A King
First, One Should Be A Man"

İşte bekliyorlar korkuyla
Titrek ellerindeki kılıçlarıyla
Kral olma hayalleriyle
Ama Evvelâ erkek olmalısın...

27 Ağustos 2009 Perşembe

YARIŞTAŞ İLE YARIŞTAŞLIK

Yazan : A. Enis TURAN
1990 yılında belirli aralıklarla Kırgızistan'a gidip gelirken T. Kasımbekov'un romanlarını Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarmaya başlamıştım. Bu arada olabildiğince daha çok Türkçe kökenli sözle aktarmak için çabalayıp duruyordum.

Kimi sözlerin Türkçe kökenli karşılıklarını bulmak olanaksız gibiydi. Ancak, dilbilgisi kurallarıyla Eski, çağdaş Türk lehçelerini, Türkiye Yöre ağızlarını belleğinizde karşılaştırınca bütün alıntı sözlere bir biçimde karşılık bulunuyor.

Bir gece "KAN ORDO(KANLI SARAY)" romanı üzerinde çalışırken Arapça: "Rakip" ile "Rekabet" sözlerine de uygun bir karşılık bulmak istedim. Kısa bir bellek yoklaması sonucu Türkçe verileri birer birer bir araya getirdim. Evet, Arapça "Rakip" sözünün en uygun karşılığı "yarıştaş" olabilirdi?

Dolayısıyla "Rekabet" sözünün karşılığı da: "İçinlik", "aygıt", "yer - konut", "topluluk", "durum", "iş dalı, iş kolu(meslek) adları" ekiyle "Yarıştaşlık"!

Ertesi gün evinde kaldığım Kırgız Profesör Alimcan Zakirov'a sordum:

---"Yarıştaş" sözünün anlamı nedir?

Kısa bir duralamadan sonra:

---"Rakip" mi?-karşılığını aldım.

Sözcük ilk sınavı başarıyla kazanmıştı!

Sonra sözcüğü aktarma, roman, öykü, dil yazısı gibi ayrı çalışmalarımda kullandım.

Türkçeyi geliştirmenin en uygun yöntemlerinden biri: Türkçe kök, gövde ile Türkçe ekleri kullanarak kavramları karşılamaktır. Bu yöntemle söz türetirken yapılacak seçim: 1. Türetilecek sözcükte kullanılan kökün "yerine göre gövdenin" çağdaş Türk topluluklarında yaygın olması, kolayca sezilebilir olması. 2. Söz türetme ekinin çağdaş Türk lehçelerinde kullanılan bir ek olması gerekir.



"YARIŞTAŞ" SÖZCÜĞÜNÜN GÖVDESİ: YARIŞ:



ART DÖNEMLİ OLARAK: "Yarış" ile "Yarışmak" Karahanlı dönemi "DİVÂNÜ LÜGAT'İT-TÜRK"te yer almış. Daha sonraki kaynaklarda da kullanılmış. Bu dönemden önceki belgelerde yer almaması kullanılmadığını göstermiyor. Bir biçimde yazıya geçirilmemiş de olabilir.

EŞ DÖNEMLİ OLARAK:

OĞUZ - TÜRKMEN LEHÇE ÖBEĞİ:

Türkiye Türkçesi: Yarış; Gagavuz Türkçesi: Yarışmak = Yarış; Yarışmaa = Yarışmak, müsabakaya girmek; Azerbaycan Türkçesi: Yarış; Türkmen Türkçesi: Ya:rış = Yarış, müsabaka.;

KUMAN - KIPÇAK LEHÇE ÖBEĞİ:

Başkurt Türkçesi: Yarış; Uzışıv.; Kazan Tatar Türkçesi: Yarış. Uzış; Kazak: Jarıs; Kırgız: Carıs;

KARLUK - UYGUR LEHÇE ÖBEĞİ:

Özbek Türkçesi: Musåbäqa = Yarış.; Uygur Türkçesi: Musabiqä = Yarış.



"YARIŞTAŞ" SÖZCÜĞÜNÜN EKİ: +TAŞ / +TEŞ / +DAŞ / +DEŞ:



Bu ek, Türkçenin ilk dönemleriyle birlikte Çağdaş Türk lehçelerinin de tümüne yakın bir bölümünde yukarıda verilen dört yansıma biçiminde kullanılmaktadır.

İşleyişi: "Birliktelik. Ortak nitelik. Ortak özellik" gibi anlamları karşılar.

YARIŞTAŞLIK = REKABET:



YARIŞTAŞ SÖZCÜKLERİNE EKLENEN "+LIK" EKİ:



+LIK / +LİK /+LUK /+LÜK



Bu ekin Türkçedeki işleyişleri: 1. İçinlik eki, 2. Aygıt eki, 3. Yer - konut eki, 4. Topluluk eki, 5. Durum eki, 6. İş dalı, iş kolu(meslek) eki adları biçimindedir.

"Yarıştaş" sözündeki "+taş" "iş dalı(meslek)", "Yarıştaşlık" sözündeki "+lık" eki ise "durum" işleyişindedir.

Arapça "Rakip (

23 Ağustos 2009 Pazar

Örüntülerin Sözcükleri

Yaşadıklarımızın örüntüsünde; bir sözcük işçiliği görünür say bir yazdıklarımızda...Tüm bunlar aslında kişinin ırasını ortaya çıkaran nenlerdir.Say kişi yazı yazarken kendine özgü biçemini yazısına dökmekle istediği düzeni yakalayabilir.Ancak bu durum yalnıklarda bir istenmeme durumu oluşturmamalıdır; hepsi kişiyi kişi yapan öğeler, yeğleyimlerdir.Hele uzun bir uykuda yaşadığımız belleğimizin gitdikçe küçüldüğü ülkemizde yeğleyimlere karşı çıkışlar, karalamalar eseme çerçevesinin içinden çıkışlar gereksiz tartışmaları birlikte getirmiştir.Önemli olan kişinin iye olduğu değerleri korumasıdır, çünkü ıssılanan bir değer oğurla diğer değerlerle kaynaşıp unutulmadığı günlere kavuşur...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Sahne önünde

Çılgın akşamların dönülmez ufuklarında kaybolurken usumuza gelenlerle içiçe yaşayıp duran bizler.İçimizdeki kıpırtıyı bir sahne önüne taşımak, yaltırı üzerine çekmektir yalnıklardan; ve içindeki küğün verdiği coşkuyla, nice ezgiler nece olur bu toplu çığlıklarla.Karmaşık duyguların içinden dışarı dökülmeye mahkum olur onların önünde ve artık tek parça olmuşundur bütün duygulanımınla. Ne güzeldir akan yırlar, ne güzeldir ezgiler, ne güzeldir seslerin tüm ahengi.Yaltır yongarın sesi kulaklarında yankılanırken yeni çağın gerçek bir gıygısı olmuştur artık duydukların ve say nen artık sana bağlıdır sahne önünde bir öncü kişi olarak.Tüm elektiriği üzerine çeken bir duralanı olmuşundur artık...

24 Temmuz 2009 Cuma

Kıssa

Pürüzlü acunun getirdiği dingin yorgunluk uzaklaştırır birden beni senden.Büyülü bakışların donduğu yerde anlamsız sözler vücud bulur.Tam oğurunu kestiremediğim hâllerin değişimleri nice akan yürek selinde kafayla iletişim kuramaz sayı nenle bağlantı kuramaz duruma gelir ve sessizliğe bürünürsün...