Aykın Ola

Rahat, huzurlu günler için esenlik ve barış dolu ruh hâlleri dileklerimle

TVT

Tarihten Alınan Kökler

27 Ağustos 2009 Perşembe

YARIŞTAŞ İLE YARIŞTAŞLIK

Yazan : A. Enis TURAN
1990 yılında belirli aralıklarla Kırgızistan'a gidip gelirken T. Kasımbekov'un romanlarını Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarmaya başlamıştım. Bu arada olabildiğince daha çok Türkçe kökenli sözle aktarmak için çabalayıp duruyordum.

Kimi sözlerin Türkçe kökenli karşılıklarını bulmak olanaksız gibiydi. Ancak, dilbilgisi kurallarıyla Eski, çağdaş Türk lehçelerini, Türkiye Yöre ağızlarını belleğinizde karşılaştırınca bütün alıntı sözlere bir biçimde karşılık bulunuyor.

Bir gece "KAN ORDO(KANLI SARAY)" romanı üzerinde çalışırken Arapça: "Rakip" ile "Rekabet" sözlerine de uygun bir karşılık bulmak istedim. Kısa bir bellek yoklaması sonucu Türkçe verileri birer birer bir araya getirdim. Evet, Arapça "Rakip" sözünün en uygun karşılığı "yarıştaş" olabilirdi?

Dolayısıyla "Rekabet" sözünün karşılığı da: "İçinlik", "aygıt", "yer - konut", "topluluk", "durum", "iş dalı, iş kolu(meslek) adları" ekiyle "Yarıştaşlık"!

Ertesi gün evinde kaldığım Kırgız Profesör Alimcan Zakirov'a sordum:

---"Yarıştaş" sözünün anlamı nedir?

Kısa bir duralamadan sonra:

---"Rakip" mi?-karşılığını aldım.

Sözcük ilk sınavı başarıyla kazanmıştı!

Sonra sözcüğü aktarma, roman, öykü, dil yazısı gibi ayrı çalışmalarımda kullandım.

Türkçeyi geliştirmenin en uygun yöntemlerinden biri: Türkçe kök, gövde ile Türkçe ekleri kullanarak kavramları karşılamaktır. Bu yöntemle söz türetirken yapılacak seçim: 1. Türetilecek sözcükte kullanılan kökün "yerine göre gövdenin" çağdaş Türk topluluklarında yaygın olması, kolayca sezilebilir olması. 2. Söz türetme ekinin çağdaş Türk lehçelerinde kullanılan bir ek olması gerekir.



"YARIŞTAŞ" SÖZCÜĞÜNÜN GÖVDESİ: YARIŞ:



ART DÖNEMLİ OLARAK: "Yarış" ile "Yarışmak" Karahanlı dönemi "DİVÂNÜ LÜGAT'İT-TÜRK"te yer almış. Daha sonraki kaynaklarda da kullanılmış. Bu dönemden önceki belgelerde yer almaması kullanılmadığını göstermiyor. Bir biçimde yazıya geçirilmemiş de olabilir.

EŞ DÖNEMLİ OLARAK:

OĞUZ - TÜRKMEN LEHÇE ÖBEĞİ:

Türkiye Türkçesi: Yarış; Gagavuz Türkçesi: Yarışmak = Yarış; Yarışmaa = Yarışmak, müsabakaya girmek; Azerbaycan Türkçesi: Yarış; Türkmen Türkçesi: Ya:rış = Yarış, müsabaka.;

KUMAN - KIPÇAK LEHÇE ÖBEĞİ:

Başkurt Türkçesi: Yarış; Uzışıv.; Kazan Tatar Türkçesi: Yarış. Uzış; Kazak: Jarıs; Kırgız: Carıs;

KARLUK - UYGUR LEHÇE ÖBEĞİ:

Özbek Türkçesi: Musåbäqa = Yarış.; Uygur Türkçesi: Musabiqä = Yarış.



"YARIŞTAŞ" SÖZCÜĞÜNÜN EKİ: +TAŞ / +TEŞ / +DAŞ / +DEŞ:



Bu ek, Türkçenin ilk dönemleriyle birlikte Çağdaş Türk lehçelerinin de tümüne yakın bir bölümünde yukarıda verilen dört yansıma biçiminde kullanılmaktadır.

İşleyişi: "Birliktelik. Ortak nitelik. Ortak özellik" gibi anlamları karşılar.

YARIŞTAŞLIK = REKABET:



YARIŞTAŞ SÖZCÜKLERİNE EKLENEN "+LIK" EKİ:



+LIK / +LİK /+LUK /+LÜK



Bu ekin Türkçedeki işleyişleri: 1. İçinlik eki, 2. Aygıt eki, 3. Yer - konut eki, 4. Topluluk eki, 5. Durum eki, 6. İş dalı, iş kolu(meslek) eki adları biçimindedir.

"Yarıştaş" sözündeki "+taş" "iş dalı(meslek)", "Yarıştaşlık" sözündeki "+lık" eki ise "durum" işleyişindedir.

Arapça "Rakip (

23 Ağustos 2009 Pazar

Örüntülerin Sözcükleri

Yaşadıklarımızın örüntüsünde; bir sözcük işçiliği görünür say bir yazdıklarımızda...Tüm bunlar aslında kişinin ırasını ortaya çıkaran nenlerdir.Say kişi yazı yazarken kendine özgü biçemini yazısına dökmekle istediği düzeni yakalayabilir.Ancak bu durum yalnıklarda bir istenmeme durumu oluşturmamalıdır; hepsi kişiyi kişi yapan öğeler, yeğleyimlerdir.Hele uzun bir uykuda yaşadığımız belleğimizin gitdikçe küçüldüğü ülkemizde yeğleyimlere karşı çıkışlar, karalamalar eseme çerçevesinin içinden çıkışlar gereksiz tartışmaları birlikte getirmiştir.Önemli olan kişinin iye olduğu değerleri korumasıdır, çünkü ıssılanan bir değer oğurla diğer değerlerle kaynaşıp unutulmadığı günlere kavuşur...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Sahne önünde

Çılgın akşamların dönülmez ufuklarında kaybolurken usumuza gelenlerle içiçe yaşayıp duran bizler.İçimizdeki kıpırtıyı bir sahne önüne taşımak, yaltırı üzerine çekmektir yalnıklardan; ve içindeki küğün verdiği coşkuyla, nice ezgiler nece olur bu toplu çığlıklarla.Karmaşık duyguların içinden dışarı dökülmeye mahkum olur onların önünde ve artık tek parça olmuşundur bütün duygulanımınla. Ne güzeldir akan yırlar, ne güzeldir ezgiler, ne güzeldir seslerin tüm ahengi.Yaltır yongarın sesi kulaklarında yankılanırken yeni çağın gerçek bir gıygısı olmuştur artık duydukların ve say nen artık sana bağlıdır sahne önünde bir öncü kişi olarak.Tüm elektiriği üzerine çeken bir duralanı olmuşundur artık...